Kırk Yıllık Hatır

Hemen herkesin müptelası olduğu, günde en az bir kez içilen Türk kahvesinin nereden, nasıl geldiğini merak etmiş miydiniz hiç?

Kahvenin kökeni Arap yarımadası olarak bilinir. Ancak bazı araştırmalar “kahve” adının Güneybatı Etiyopya’daki Kaffa şehriyle ilgisi olduğunu söyler. Bir başka söylenti ise, Arapçada “şarap” anlamına gelen “kahva”nın zamanla “kahve” sözcüğüne dönüşmüş olmasıdır.

santamariajewels.com

Yemen’den gelen kahve Mekke ve Medine’ye, ardından da gezginler aracılığıyla Türkiye’ye ve başka birçok ülkeye ulaşmıştır.

Peki, bizim yurdumuza nasıl girdi ve nasıl gönüllerde taht kurdu?

Osmanlı İmparatorluğu döneminde ülkemize gelen kahve için iki rivayet söz konusudur. Birincisinde; 1554 yılında iki Suriyeli’nin kahveyi İstanbul’a getirildiği söylenir.

İkincisinde ise; 1517 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa’nın lezzetine hayran kalarak İstanbul’a getirttiği söylenir. Böylece saray kahveyle tanışmış olur. Saraya özel kahvecibaşı getirtilir, cariyelere kahve pişirme konusunda özel dersler verilirdi.

Farklı pişirme yöntemleriyle saraya ve Türk kültürüne iyice yerleşmiştir kahve. Tavalar üzerinde kavrulur, ahşap soğutma kaplarına boşaltılır, el değirmenleriyle ya da dibekte dövülür, sonra da odun ya da kömür ateşinde demlenir.

Şimdi şekerli, orta ve sade olarak pişirilen kahve önceden 40’a yakın biçimde pişirilirdi. Bu farklı pişirme, demleme yöntemleri Türk kültüründe ayrı bir sayfa açmıştır.

Sabah ve öğle arasında güzel bir sohbete eşlik eden, yoğun bir günün ardından yorgunluğu alan, kız isteme merasimlerinin ise vazgeçilmezi olan Türk kahvesi hayatımıza, tarihimize ve kültürümüze tamamıyla yerleşmiş bir lezzettir.

Bu lezzeti okuduktan sonra bir Türk kahvesi içmeyi hepimiz hak ettik. Afiyet olsun efendim!

WhatsApp WhatsApp - Canlı Destek